7 Ekim 2013 Pazartesi

E tamam madem..

Akışına bırakmada / anı yaşamada fena değilimdir. Ya da en azından flashforwardlar'da yaşayıp "acaba bundan 100 gün sonra napıyor olurum, nerdeyim, mutlu muyum mutsuz muyum" gibi deli dertlerim yok. Ama ne yalan söyleyeyim, bazen bir şeyin olacağına çok inanıp gereksizce kendini kaptırma dalında tüm ödülleri kaparım. Hayal kurmak sıkıntılı değil tabi ama bir şeye kesin gözüyle bakmak ve kendini ona göre ayarlamak, tehlikeli sulara giriş yaptın demek biraz.. Olacakmış gibi hareket etmek, bir sonraki anı planlamak, o an öyle gerçekleşmeyince getirdiği hayal kırıklığıyla gereksiz debelenmek demek - bunu baştan kabul etmek lazım. Ya da sonra uğraş dur..

Oysa o kurgular olmasa her şey daha keyifli olacak. Beklenti olmayınca beklentinin karşılanmaması da olmayacak, kafalar daha bir rahat olacak. E bir de "Olsaydı ne iyiydi" tadındaki konular da "Olmuyorsa da olmuyor napalım, sıradaki lütfen" kategorisine geçiş yaparsa daha ne?

Sözün özü - bazen kendini kaptırma noktasına gelince evrenin seslenişlerini duymak gerek. "Hadi canım yola devam" diyorsa zorlamanın alemi yok, "E tamam madem, bi daha da düşünmem" diyerek yola devam etmek gerek..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder