23 Eylül 2013 Pazartesi

Zaaf dediğin keyiflidir, yapacak bir şey yok!

Tamam ilk tepki "nasıl yani" olabilir. Zaaf diyince herkesin aklına belli başlı birkaç şey gelecektir. Adı üstünde, zayıflıktan gelen bir kelime olduğundan, insanın kontrol kaybına yol açtığından nasıl keyifli olabilir ki deseniz de iki saniye durup düşününce ne demek istediğimi anlayacaksınız. Diyet yapan birinin tatlıya olan zaafı, ne kadar saçmalarsa saçmalasın bir türlü kızılamayan arkadaşa olan zaaf, çocuğun aralarında bir şey olmasını istediği bilmem kaç senelik arkadaşına zaafı, odasında bangır bangır dinlediği şarkının 50. kez çalmakta olduğunu ev arkadaşının "yeterrr" çığlığı sayesinde fark eden kızın şarkıya olan zaafı gibi gibi. Şimdi bunları biraz daha detaylı bir düşünelim.. Tamam kilo vermek iyi güzel hoş ama o müthiş çikolatalı tatlıyı yerkenki mutluluğun sonuna üç nokta koymak lazım (ulaşmak da daha kolay sanki). Ya da yani 50 kez de çalsa 100 kez de çalsa her seferinde yeni bir şarkı dinliyormuş hissi veren şarkılar varsa zaaf da oluversin zaten bir zahmet. Veya aralarında bir şey olmayacak bile olsa çocuk zaafına yenik düşsün arada (o öpücükler keyifli tabi orda da yapacak bir şey yok). Ve elbette o arkadaş saçmalarken bile sempatik ve dertleri seni uğraştırsa da aslında düşününce çok da şikayetçi değilsin kabul et (ha tabi bir de sarhoş halleri falan hele tam komedi seansı). O yüzden diyorum ki, zaaflardan korkmayalım biz en iyisi, keyfini çıkarmaya bakalım.

***

Kapanış şarkısı (bu gece henüz 50'ye ulaşmadım yoo yoo): http://www.youtube.com/watch?v=rMltoD1jCGI


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder