2 Ocak 2012 Pazartesi

Olmuyorsa olmuyor, napalım? Next please!

Küçüklüğümüzde biz kızlara derler ya hep, "Bir yaşa gelene kadar erkekler kızlara sataşmayı çok severler çünkü aslında aşık olduklarında bunu başka nasıl ifade edeceklerini bilemezler. O yüzden kızların saçlarını çekerler, onlara çelme takarlar, sözleriyle kızdırırlar". Valla ben de inanırdım hep bu söylenene ne yalan söyleyeyim.. Ama bir gün "He's Just Not That Into You" isimli filmi izledim bundan bir buçuk sene önce ve duruma bakışım değişti .

Filmi çok beğenmez insanlar genel olarak, ki fazlaca romantik komedi olduğundan, aşırı ünlü isim içerdiğinden, klişelere dayandığından gayet de anlıyorum tasvip etmeyenleri. Yine de filmde verilen mesajlar çok içten geliyor bana, tespitler sahiden çok doğru ve izleyen kadınlarda belirli bir aydınlanma yaşatma gücüne sahip.

Mesajı da basit aslında filmin: "Bir erkek bir kadını seviyorsa, engel tanımaz, ne yapar eder bir şekilde hislerini anlatır. Ve biz sevgili kadınların oynamayı o çok sevdiği, obsesifliğe kadar yolu olan "kriptoloji" ile (bkz: Ay acaba bunu derken şunu mu demeye çalıştı? Bana neden gülümsedi? Mesajında smiley var kesin bir anlamı olmalı. Facebook'unda paylaştığı şarkı sözleriyle ne demeye çalıştı acaba?) erkeklerin hiç ama hiiiç işi yoktur. Netlerdir yani! Gizli mesajlar vermekle zaman kaybetmezler, daha doğrusu uğraşmazlar. Hoşlanıyorlarsa hoşlanıyorlardır ve bunu "hissettirmeye" çalışmazlar. Giderler söylerler. Söylemiyorlarsa da lütfen mesajı net anlayınız - he's just not that into you."

O yüzden ne yapıyoruz? Ortaokul ruhunu bir kenara bırakıp, kendimizde kriptolojik bir haller fark eder fark etmez filmi tekrardan hızlıca bir izliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder