9 Nisan 2010 Cuma

Lost: Happily (N)ever After?


Lost'un 6.sezonu son hız devam ederken ve dizinin finaline bu denli yaklaşmışken, şu anki izlenimimi özetlememek olmazdı, hele ki bu haftaki bölümünden sonra!

Bu biraz bölüm yorumu da olduğundan 6x11-Happily Ever After'ı izlemeyenler okumasın derim..

Sezonun başından beri akıl karışıklıklarına, "Hah bir bu eksikti zaman yolculuğundan sonra..", "Hani her şey mantık çerçevesinde olacaktı??" gibi sorularla bilimum seyirci isyanlarına sebebiyet veren Flashsideways (kimine göre "Alternatif Zaman") bu bölüm şekil ve anlam kazanmaya başladı. Flashsideways'i Alternatif Zaman olarak değerlendirirsek, onunla "Gerçek Zaman" arasında bir karşılaştırma yapıp duruluyor aslında sezon başından beri.. Hangisi gerçek, hangisi sahte, hangisi daha güzel... Bana biri diğerinden daha gerçekmiş gibi gelmiyordu başından beri, sanki ikisi de gerçek ve biri birini dizinin finaline kadar devam edecek olan savaşın sonucunda yenmeli gibiydi. Ama şimdi bana bu bir üstün gelme probleminden öte gerçekten bir birleşme olacakmış gibi gelmeye başladı. Hele hele Gerçek Zaman'dan bağımsız bir Alternatif Zaman'ın çok manasız olduğu bu bölümle netlik kazandıktan sonra...
Ve elbette tam da bu noktadaki kilit isim, açık ara en sevdiğim karakter olan Desmond olacak...

"Hangi zaman daha güzel? Hangisinde daha çok mutlu karakterler?" diye sorulacak olursa, aslına bakarsanız tüm ana karakterler öyle ya da böyle mutlu Alternatif Zaman'da. Evet, bu mutluluk tam bir mutluluk değil ama en azından acı çekmiyorlar pek fazla..

Peki eksik olan ne? Buna bu bölüm cevap verdi senaristler: Aşk. Hepsinin hayatında bu eksik aslında...

Sanki "It is better to have loved and lost than never to have loved at all" sözü bize bütün bölüm boyunca mesaj olarak verilmeye çalışıldı senaristler tarafından Desmond-Penelope örneği üzerinden... Charlie müdahale etmeseydi, Desmond hiçbir zaman gerçek mutluluğun farkında olmadan Alternatif Zaman'daki yaşamına devam edecekti, mutlu olduğuna gayet de inanarak..

Sadece Desmond da değil... Adadaki Zaman'da bir şekilde bir araya gelmiş ve ister ayrılmış, ister hala birlikte olan çiftlerin hiçbiri birlikte bir mutluluk yakalayabilmiş değil Alternatif Zaman'da:

Desmond-Penny
Jack-Kate
Sawyer-Kate
Sawyer-Juliet
Hugo-Libby
Bernard-Rose
Charlie-Claire
Daniel Faraday-Charlotte

gerçek aşkı Alternatif Zaman'da bulamamış çiftler...

Sayid-Nadia, birbirini bulmuş olsa da bir araya gelememişler, Sayid bu ilişkiyi feda etmiş.. Sun-Jin bile tam manasıyla birlikte değiller..

İronik bir şekilde Alternatif Zaman'da sevdiği kişiyle olan ve Adadaki Zaman'da bu fırsatı elinden kaçırmış olan kişi ise Locke!

Tüm bu örneklerden yola çıkılarak denilebilir ki Alternatif Zaman, bu haliyle olması gereken bir zaman kesinlikle değil. Şimdi bunu keşfetmiş olan Desmond, herkesi birer birer uyarıp kendine getirebilir, kendisinde olan "uyanış ve aydınlanma"yı onlara da aktarabilirse, belki o zaman tüm karakterler iki zamanda da kendilerinin "constant"larını bulmuş olurlar ve iki farklı zamandan bahsetme zorunluluğu ortadan kalkmış olur... (Tabi bir dünyada ölü, diğer dünyada diri olma durumu nasıl çözümlenir, onu bilemedim!)

Sonuçta bölüm isminin bize söylediği "Happily Ever After" ne anlama gelecek? Tüm karakterler Alternatif Zaman'da gerçek aşklarını arayıp bulmaya ikna edilecekler mi Desmond tarafından? O durumda sahiden "Happily Ever After"ı yaşayabilecekler mi? Yoksa bu iki zaman arasında sıkışıp kalıp "Happily Never After" bir sona razı mı olacaklar?

Cevabını almak için çok az beklememiz gerek artık...

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Evet Desmond'ın bölüm sonundaki aydınlanmış halini çok güzel özetlemişsin =) Ve Faraday'ın sözü sahiden önemliydi; Desmond'a yer-zaman ikilisi pek işlemiyor, The Constant'la da bu kanıtlanmıştı aslında.. Bakalım Desmond görevini tamamlayabilecek mi iki zamanda da.. Anca o zaman "happily ever after" gerçekleşecek.

    YanıtlaSil